"TRAVELOGUES-GEZGİNLERİN BAKIŞI" HAKKINDA:
GEZGİNLER
Gezi yazısı olarak algıladığımız şey 15. yüzyıldan 20. yüzyıla değin, ister gezgin olsun ister olmasın her Batı Avrupalı'nın Akdeniz ve Güneydoğu Avrupa yolculuklarından, basılmış kitap yada elyazması olarak bırakmış olduğu ve yaşantılarını, bilgilerini, düşlerini içeren betimleyici resim ve metinlerdir. Gezgin sayılan kişiler arasında gezilerinden bize metinler ve görüntülerden oluşan bir kültür mirası bırakmış olan hem sıradan yolcular hem de coğrafyacı, haritacı, ada haritacısı, hümanist, diplomat, Kutsal Yerler hacısı, casus, doğa bilimci, rütbeli asker, denizci, doktor, rahip, kuramsal bilgi sahibi, bilirkişi, ressam, peyzaj ressamı, mimar, mühendis, arkeolog, romantik yazar, tüccar, misyoner, keşiş, bilimadamı, korsan, rehine, edebiyatçı ve maceracı gibi entelektüel yolcular da bulunmaktadır. Gezgin ve onun seyahat ürünü, Avrupa Batısı ile Yunan (Rum) Ortodoks toplumu ve bir arada yaşadıkları öteki millet ve din grupları (Müslüman, Ermeni, Yahudî, Katolik) arasında ve değişik zaman ve coğrafya şartlarında onlara egemen olan Osmanlı, Venedikli, Ceneviz, Fransız, İngiliz v.b. güçler arasında bir iletişim unsuru olarak aracılık etmektedir. Avrupalıları 15. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında, Tarih sahnesinde beraberinde sürükleyen düşünce siyaset ve kültür akımlarının gitgel dalgası, gezginlerin sergilediği mekân ve insanları algılayış biçimlerini son derece etkilemiştir. Sonuç olarak seyahat kitapları, gezginlerin yolculukları sırasında rastladığı ve gördüğü yer, insan ve anıtları anlattığı metin ve görüntülerde Avrupa'nın her tarihî konjonktürde buralara "nasıl bir gözle baktığı"nı gözler önüne sermektedir.
GEZGİNLERİN SEYAHAT VE TANIKLIKARI
Gezgin akımının ilk zamanlarında gezginlerin bakıp hakkında yazdığı ve resmettiği mekân ve insanlar bulanık birer gerçeklik adacığından ibaretti. Bunun nedeni "baktığı halde görememe" olgusunda bulunur. Gezgin kendi düşünsel ve duygusal boyutunun ötesinde hiçbir şey henüz görememektedir (16. y.y. - 17. y.y. başı). Batılı insan aşamalı olarak hem geçmişi hem yeni olanı daha bir duyarlık ve bilgi birikimiyle karşılamaya başlar. Çevresinde olagelen çeşitli süreçler sonucunda yönleniş ve amaçları belirginleşip bilgi dağarcığı umulandan çok zenginleşir (17. y.y. sonu - 18. y.y.). Bunlara ek olarak yepyeni tecrübeler yaşayıp düşünce düzeyinde olduğu gibi gerçeklik düzeyinde de beklenmedik bir zenginlikle karşı karşıya gelir (18. y.y.). 19. yüzyıl başlarken, hareket ulaşım karşılaşma ve değiş tokuş içinde bulunan insan durum olay ve düşünce çeşitliliği ve çokluğu, Akdeniz ve komşu yörelere doğru yönlenen gezgin akımının gittikçe güçlenen yoğunluğunu ve genişliğini belgelemektedir. Gezginlerin yazdığı metinler bileşik bir sürecin ürünüdür. Yolculuklarına başlarken yanlarına gereç olarak taşıdıkları teorik bilgiler ve ideolojik konumlar, yolculuk yaşantıları sonucunda sık sık devrilebilmektedir. Kaydedilmiş olan bu görüşler daha sonra yazılan metin ve çizilen görünümlerde de tekrar edilip kalıplaşmış yargılar oluşturur.
SEYAHATLERİN AMAÇLARI VE İZLEDİĞİ YOLLAR
Batı Avrupalı gezginlerin 15. y.y. ile 20. y.y. arasında izlediği güzergâhlar sürekli bir akış içindedir. Gezi güzergâhının belirtici unsuru, okunan klasik yunan ve latin edebiyatı yada Kitab-ı Mukaddes, daha eski gezginlerin anlatıları ve çeşitli edebiyat eserleriydi. Gezginin izlediği güzergâh okuduğu metinlere ve yolculuk sırasında boy gösteren durum ve şartlara göre saptanıyordu. 16. yüzyıla dek yapılan gezilerin başlıca teşvik nedeni ticaret yada Kutsal Yerlere tapınmadır (Kudüs'e hacılık). Bu amaçlara bir de diplomasi gereği Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul'u ziyaret etme görevi eklenir. 17. yüzyıl ortalarından itibaren gezginler Batı Anadolu'da yürüyüşler yapmaya başlarlar, hatta Ege adalarını ziyaret eden bazısı Yunanistan'ın anakara yörelerine doğru da ilerler. 18. yüzyıl boyunca gezginlerin güzergâhını klasik edebiyata olan ilgileri belirlerken, sit alanları arkeoloji tutkunu gezginlerle dolup taşar. Çoğu İstanbul'da son bulan yada oradan başlayan gezi güzergâhı her türlü istikamete doğru açılır. Aynı zamanda Atina olmazsa olmaz bir ziyaret odağı oluşturur. 19. yüzyılın belirleyici olayları arasında Avrupa'nın güneydoğusunda bağımsız ülkelerin kuruluşu ve toplu ulaşım araçlarının gelişmesi yer alır. Ziyaretçiler yeni kurulmuş Yunanistan devletine yönlenir. Makedonya, Trakya, Girit, İyon adalarını ziyaret ederler ve Anadolu'nun iç kısımlarına ilerlerler. Ancak herşeyden önce İstanbul, Kutsal Yerler ve tarihî Osmanlı İmparatorluğunun Karadeniz, Ege Denizi gibi yörelerini ziyaret etmeye devam ederler.
GEZİ KİTAPLARININ İÇERİĞİ
Batı Avrupalı gezginler Güneydoğu Avrupa'yı gemiyle yada kara yolundan katederken kâh geçtikleri yerlerin tarihini yazarlar (daima antik yunan ve latin yazarları kaynakça olarak kullanarak) kâh yolculuk sırasında yaşadıkları olayları kâh karşılaştıkları insanları ve durumları (siyasal, günlük olay, dinî tören v.s.) anlatırlar. Bu yüzden gezginlerin yazdığı kitaplar gittikleri yerlerin ve karşılaştıkları toplumların coğrafya, ekonomi, demografik durum, toplum, din, ve günlük yaşamın her yönü hakkında değerli bir kaynakça oluşturmaktadır.
YER VE İNSANLARIN GÖRÜNTÜLENMESİ
Gezgin akımının başlıca ürünü olan mekân betimlemesi ilkönce şehirlerin panoramik görüntülemesi safhasından geçer. Bu erken görüntülemelerde (15. y.y. - 16. y.y.) düşsel unsurlara sıkça rastlanır; çizimler hem harita hem resim niteliği taşır. Daha sonra yapılan çizimlerde ise (17. y.y.), özellikle, çeşitli yerlerin askerî güçle fethedilmesinde yararlı olmak üzere, topografyayı kaydetme amacı öne çıkar. Batı Avrupalıların Doğu'ya yolculuk nedenleri ve hedefleri giderek çokyönlü nitelikler kazanırken görüntüleme yöntemlerinde de aynı çeşitlilik boy gösterir (18. y.y.). Gravür tekniğindeki gelişmeler, yeni görsel sanat anlayışları, yazılı metinleri resimlerle zenginleştirme gereksinimi, yapılan kazı ve diğer jeofizik araştırmalarının belgelenme gereği ve nihayet ayrıntılı harita çizimleri, bu uzun devrin (18. y.y. sonu - 19. y.y.) bize bıraktığı zengin resim hazinesini karşılıklı olarak besler. 19. ve 20. yüzyıl boyunca günlük yaşamdan son derece etkileyici görüntüler kaydetmiş olan ressam-gezginlerin bu konuda önemli katkıları olmuştur. 19. yüzyılın daha ilk yıllarından beri ressam-gezginlerin gösterdiği bu eğilim doğal olarak daha sonrakilerde de sürer. Gravür konuları, insan üzerine odaklanmış olsun, yunansever bir doğrultuda olsun, romantik yada oryantalist bir bakış açısından olsun, daima seyircinin gözlerini ve aklını cömertçe beslemiştir. İnsan davranışlarının sergilenmesi konusunda, Avrupalılar, en keskin bakış açısını ressamlara borçludurlar. Onların yapıtlarında, Avrupa sanat dünyasındaki ve genel olarak düşünce alanındaki tüm akımlar ve eğilimler ortaya konmaktadır. 19. yüzyılın tam ortalarında ise, ışık yepyeni bir teknikle ortaya çıkar. Fotoğraf denen şey şaşırtıcı bir hızla sahneye girip sözkonusu tekniğin/sanatın geleceğini müjdeler. Amansız derecede nesnel olan fotoğraf çekimi, Tarihin beklenmedik ve son derece değerli bir bırakıtı olarak kültür birikimine eklenirken, özgün konular, arkeolojik yapıtlar, peyzaj manzaraları, çeşitli insan tipleri gibi yolculukların bellibaşlı ürünlerini de beraberinde getirir.
GEZGİN KİTAPLARI ARAŞTIRMASI
Gezgin kitapları son otuz yılda gittikçe önem kazanan bir bilgi kaynağı oluşturup çok katlı araştırma ve öğretim dalının bilgi gereksinimini karşılamaktadır. Batı Avrupa'da, özellikle Akdeniz ve etrafındaki yörelere yapılmış seyahatlere ilişkin gezgin edebiyatı, karşılaştırmalı edebiyat ve yerel tarih dallarına dahil olmaktan başka Avrupalıların bütün dünyada gerçekleştirmiş olduğu seyahatlerin geniş çapta incelenme alanına da girmektedir. Yunanistan'daki araştırma merkezleri, Müze, Kitaplık ve eğitim kurumları (Milli Araştırma Kurumu, Peloponez Halkbilim Kurumu, Atina Akademisi, Benaki Müzesi, Gennadios Kitaplığı v.b.), değişik aralıklarla, gezgin kitapları ile ilgili araştırma projeleri, veri tabanları ve varolan malzemenin değerlendirilmesi üzerine çalışmıştır. Bu çalışmalar metinlerin içeriği, Yunanlıların kamu ve toplumsal yaşamı, halk kültürü, iktisadi ve demografik bilgiler, arkeolojik sitler ve anıtlarla ilgili tanıklıklar gibi konularda odaklanmıştır. Gezgin kitaplarında yer alan görsel malzeme, arasıra ve belli konular kapsamında - özellikle yerel tarihe ilişkin olarak - sözügeçen kurumlar tarafından kısmen sergilenmiştir.
GÖRSEL MALZEMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Görüntü bellek için her devreye ilişkin bir alet teşkil etmektedir. Aynı zamanda bir iletişim ve sergileme aracıdır; dış mekânın bir yansıtması olmanın yanısıra sanatçının iç dünyasını da yansıtır. Ayrıca uygarlıkların gelişimini inceleyen araçlardan bir tanesini oluşturur. Gezgin kitaplarıyla birlikte çıkan ve gravür çizim fotoğraf gibi zengin ve çeşitli türlerden oluşan görsel malzeme, yörelerin ve halkların tarihi hakkında değerli bir bilgi kaynağı oluşturmaktadır. Gezgin kitaplarındaki görüntülerin konumu ve işlevi Avrupa'daki düşünsel ve kültürel akımlara göre, okur kitlesinin istek ve tepkilerine göre, basın dünyasının çıkarları ve zamanın modası gibi farklı faktörlere göre çeşitlilik gösterir. Kuşkusuz olarak her gezginin kişisel duyarlığı ve bilimsel yada sanatsal uzmanlığı çizdiği şeyin nesnelliğini etkilemiştir. Gezgin seyahatlerinde, Yunanistan'ın oluşturduğu mekân, Yunan ortodoks dünyası, başka bir deyişle "Yunanistan yolculuğu", Batı Avrupalı gezgin için başından beri ister gerçek ister hayalî olsun uzun bir anı yolculuğu teşkil etmekteydi. Bu yolculukta belleğin yaptığı duraklar hazırdaki şartlara, ilgi alanına ve kişisel dürtülere bağlı bulunmaktaydı. Gezginler kendilerini yunan düşünce dünyasının bir mirasçısı ve pay sahibi olarak algılıyordu. Bu yerlere geldiklerinde yanlarına taşıdıkları düşünsel bavul tamamen tarihî belleğe gömülü ve kendilerine özgü bir "Yunanistan"ı içermekteydi. Gezginler akımının ilk asırlarında (16. y.y. - 17.y.y.) "görüntü" bölük pörçük ve eksiktir. Zamanla antik çağ harabeleri için ilgi oluştukça, görsel hazine anıtların tarihine ilişkin görüntüler ve çizimlerle zenginleşir (17. y.y. - 18. y.y.). Günlük yaşam ve çeşitli insan tipleri daha 16. y.y.dan itibaren antik harabelere koşut olarak gezginlerin ilgi alanlarında eşit yer almaktadır. Nihayet 19. yüzyılda, özellikle anıtların bulunduğu peyzaj, ilgi alanlarının merkezini oluşturur. Tüm bu görsel malzeme kısmen bilinmekle birlikte çoğunlukla tanınmamaktadır. Konulardan bazısı ayrıntılı olarak incelenmiş olmalarına karşın, bugüne dek, "görüntü"nün tarihsel bir kanıt olarak yerini bulması üzere sınıflandırması ve yorumu henüz yapılmamıştı.
Aikaterini Laskaridis Vakfının bu web sitesi gezgin kitaplarından kaynaklanan görsel malzemenin neredeyse tümünü, ilk kez olarak, kaynaklara dayalı ve açıklamalı bir biçimde sergilemektedir. Bu değerli malzeme kategorileşmiş ve sınıflandırılmış bir biçimde hem Yunan hem uluslararası bilim ve araştırma camiasına sunulmakta; öte yandan geniş bir okur kitlesi tarafından özellikle eğitim ve gözetim malzemesi olarak değerlendirilmek üzere erişilir duruma konmaktadır. Bu web sayfası son beş yüzyıl boyunca Yunanlılar ve öteki halkların yaşamış olduğu geniş yöreye ilişkin gezi görüntülemesinin bir panoramasından oluşmaktadır.
Travelogues web sayfasını düzenleyen bilimsel ekip gezgin kitapları ile ilgili yaptığı araştırmadan sonra, 15. yüzyıldan 19. yüzyıl başlarına kadar yazılmış büyük sayıda resimli seyahat kitabını, ve 19. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına dek yazılmış belirleyici birkaç kitabı da sergilemektedir.
Travelogues web sayfası, belirli aralıklarla, şu anda inceleme safhasında bulunan ve Gennadios Kütüphanesi ile Benaki Müzesi Kütüphanesi gibi önemli kitaplıklarda bulunan seyahat kitabı koleksiyonlarına ait malzemeyle geliştirilecektir. Toplam 4.500 görüntüden ibaret olan bu malzemeden 560'a yakın görüntü web sayfasına eklenmiş durumdadır. Sözkonusu kitaplar 15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına dek uzanan bir zaman ufkuna yayılmaktadır. Ayrıca, burada yer alan uluslararası bibliyografya, son zamanlarda gerçekleşmiş araştırmalar ve konferans konuşmalarıyla tamamlanıp, varolan metinlere, web sayfasının görünümünü geliştirebilecek metinler ve gözlemler de eklenebilecektir.
yazan: İoli Vingopoulou
türkçe çeviri: Niki Stavridi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder